Dizlerimde hafif bir sızı var.Yaşlı olsam yarın galiba yağmur yağacak diye tahmin yürütmeye birebir bu sızı.Bahar olsa,çiçekler yavaş yavaş açmaya başlasa.Göremediğim rüzgarları duyayım,duyamadığım güneşleri göreyim.Sıcacık güneşe çillerimi sereyim,biberlerle birlikte burnum da kızarsın sokak aralarında farketmeden yanarken.Güneşi gördükçe esneyeyim,hapşırayım.İlk açık ayakkabı giyişimde ayaklarımı yadırgayayım hiç benim değillermiş gibi.Baharı bahar olduğu için mi,yaza koştuğu için mi sevdiğimi bilemeyim.Arsızca kısa kolluları giyip akşama doğru üşüyüp kırgınlık duyayım,umursamayım.Radyoyu kurcalayıp dans etmeye meraklı gibi fıkır fıkır şarkılar bulayım.On,on beş insanı doldurmuş gidenlere binmeyip,yürümeyi isteyim.Yatağımda değil de televizyon başında küçük kanepede uykuya dalayım,hayallerin peşinden.Sabaha varmadan uyanıp,birilerinin televizyonu kapatıp battaniye getirdiğini görüp kocaman gülümsememle yastığa gömüleyim.Oje filan süreyim saçmasapan renklerde,küpeler takayım sallantılı,şıngırtılı.Saatimi çıkarayım bileğimden,telefonum bozulsa ben kapatmadan.Okul çocukları kısa çoraplar giyip yollarda oyalansa,fıskiyelerde ıslanmak için annelerine farkettirmeden sıkıntıdan sıkıntıya girseler.Anneler daha az ütü yapsalar,kol boyu kısalan baba gömleklerine.Kollarda gömlekler iz bıraksa yanarken.Kollarımın içine,sonra da dışına bakıp ne kadar da yanmışım diyeyim.Havalandırmadan boynum tutulunca kendimi şımartayım ve sonunda anlayayım ki,hayat hep bahardan ibaret değil,gelen baharları kaçırmaktan korkmakla geçen hayat kışlara da gebe.Baharımı çalmak isteyenlere,isteyip de beni baharlara,baharlara dönüştürülmeyi bekleyen kışlara tutkun edenlere...

Bu yazıyı 7834 farklı kişi okudu.

Bu Yazıyı Arkadaşına Tavsiye Et

Bu Yazara Mesaj Gönder