ON ÜÇTarih: 11-01-2003 - 11:02:25

Gelmedi zamanı yeşermenin.Binbir kokulu çiçeklere dönmenin vakti değildir.Sabahlar uzak,mevsimler tuzak.Her yüzünü gösteren güneş ısıtmıyor gözleri,üşütmese de ısıtamıyor nedendir bilinmez.Daha çok var renklerle bezenip kelebekleri kıskandırmaya.Kumbaramda biriktirdiğim umutlarım,yenilerini bekliyor.Açıp kullanmaya kıyamıyor gibiyim onları.Kullandıkça çoğalacaklarından habersizim çünkü.Hem hayata direniyorum,hem sana.

Kucağında sonsuz baharla geliyorsun,ben kışa sığınıyorum.Sayısız çiçek kokusu seriyorsun ayaklarıma,ben gölgeye kaçıyorum.Dokunuyorsun yüreğime,ellerin hiç acıtmıyor.Ellerin ellerime de dokunuyor yüreğimden sonra,ellerim ellerinin oluyor.Hemen düşünüyorum ‘birini aldı en azından,neyseki iki elim var’. Ya kalbim?Ama ondan bende yalnızca bir tane var.Sana verirsem ya gözümü koymalıyım yerine,ya da bir kulağımı.On tane parmağım var halbuki.Neden onlardan birine talip değilsin de göğüs kafesimdekinde ısrarlısın?Neden uyanır uyanmaz güneşten önce gözlerim seni arıyor?

Ellerimden birini sana verdiğim fikrine tam alışırken omzun için benden bir şey daha aldın..Bu kadarı da fazla artık diye düşündüm.İyi ama nasıl olurdu!O benim kafamdı.Bunca yıldır onu ben gezdirmiştim.Güneşten korumuş,rengarenk şapkalarla arkadaş etmiştim.Bunca yıldır her gün saçlarımla süslemiştim.Benim gövdemin üzerinde hiç de fena durmuyordu.Acaba senin omzunda nasıl durmuştu?Ya geri dönmeseydi gövdemin üzerine,ya kafasız kalsaydım!

Sen artık çok oluyordun.Kafamı vermiştim,elimi vermiştim.Elimi verdim,sırada kolum var;onu kapacak diye düşünürken ellerin saçlarımı aldı.Bu,büyük bir yenilgi sayılmazdı.Hem uzundular,hem de çok.Kökleri de bendeydi.Kafamı kaptırmazsam önemli bir sorun olmazdı,bununla baş edebilirdim.Kalesini savunun yitik bir komutan gibiydim.Hergün birşeyler alıyordun benden.Tarlaya koysalar,korkuluk bile olamayacaktım.Mevsimin kış olması son ümidimdi.Çok kar yağarsa mahsur kalırdım,bende kalanları muhafaza ederdim hiç değilse.

Düşündüm,taşındım.Bu gidişata bir dur demenin zamanı gelmişti.Kalemde kalıp savunmayla vakit kaybedemezdim.Ben de hücuma geçmeliydim.Sanki ben bir el kapamazdım.Sanki ben istesem bir kafa daha edinemezdim!Kürsüye çıkıp ateşli konuşmalar yapanlara benzediğimi fark etmek,fazla zamanımı almadı.Artık kalesinde taarruz bekleyen komutan da değildim.Surlara bir kez çıkmıştım,atlayacaktım.Isınma hareketlerimi bile yapmıştım lakin surlar çok yüksekti,atlayamıyordum.Kendi yenilgimi kabullenmek bir şey değildi,komşu camdan kaleden beni sen izliyordun.İçeri kaçtım.İçeri kaçıp içime baktım.On üç değişik renk gördüm orda.Sen gelmeden önce ne zaman dönüp baktıysam orda yoktular.Hepsini topladım,beyaz ettiler.

‘Ne istersin’ diye sordum sana,sen çoktan parçadan bütüne yol almışken.Renklerin ardından ‘sen’leri ve ‘ben’leri topladım.Bir ‘biz’den bunca renk bulacağımı bilemezdim...


Bu yazıyı 5437 farklı kişi okudu.


Bu Yazıyı Arkadaşına Tavsiye Et Bu Yazara Mesaj Gönder

Mine Şule GÜNER
(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi)

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ceplerimde Yer Yok
Bir Sızıya Açacak Güllerim Var
Noktasız
YARA
Kırıntıları Kaldı Hazan Mevsiminin
•ON ÜÇ
BAHARA DÖNMEYİ BEKLEYEN KIŞLAR
SAKIN AĞLAMA SÜLEYMAN